Mesih İsa’nın Tanrı olduğunu iddia etmesi, günümüz kuşkucularının, O’nun yalnızca iyi bir ahlakçı ya da büyük şeyler söyleyen bir peygamber olduğu düşünceleriyle çakışıyor. Bu düşünceler aydınların bulabildiği tek mantıklı açıklamalardır. Çoğu insan da, bu düşünce biçiminin yanlışlığını görmeden doğruluğunu onaylar.
Mesih İsa, insanların kendi kimliği hakkında ne düşündüklerine büyük önem verirdi. İsa’nın kendisi hakkında söylediklerine ve iddialarına bakıp da O’nun yalnızca iyi bir ahlakçı ya da peygamber olduğu sonucuna varmak olanaksızdır. Zaten Mesih İsa da insanların böyle yanlış bir sonuca varmasını istememişti.
Tanrıtanımaz bir geçmişe sahip olan Cambridge profesörlerinden C.S. Lewis bu konuyu net bir şekilde anlamıştı. Kendisi şöyle yazmıştır:” İnsanların Mesih İsa hakkında yaptıkları budalaca yorumlara son vermek isterim. Biliyorsunuz çok kişi Mesih İsa için ‘Büyük bir ahlakçı ve peygamber olduğuna inanmaya hazırım. Ama sakın bana Tanrı olduğunu söylemeyin’ diyor.
Lewis sözlerini şöyle noktalıyor: “Mesih İsa’yı deli diye tımarhaneye kapatabilir, yalancı olduğu için O’nu öldürebilirsiniz. Ya da ayaklarına kapanıp Rab ve Tanrı olduğu için tapınırsınız. Ama lütfen, Mesih İsa yalnızca büyük bir peygamberdir şeklinde saçma bir yorumda bulunmayın. Çünkü kendisinin öyle bir iddiası yoktur.”